Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | (bir şeyin) öncülü | premise (of something) i. | ||
I therefore believe that this premise will allow us to overcome this difficulty. Dolayısıyla bu öncülün bu zorluğun üstesinden gelmemizi sağlayacağına inanıyorum. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Biology | ||
Biyoloji | (embriyolojide) bir şeyin embriyonik öncülü olan | presumptive s. |